Skip to main content

Neandros’ta Başlayan Hikâye

“9 Ada – İstanbul’un 9 Canı” Projesinin İlk Dalışı

İstanbul’un silüetini denizden izleyenlerin gözünden kaçmayan, ama suyun altında ne sakladığını pek az kişinin bildiği adalar vardır. Onlardan biri, Prens Adaları’nın güneyinde, küçük ama anlamı büyük bir kara parçası: Tavşan Adası, diğer adıyla Neandros.

Neandros adası çevresinde gerçekleştirdiğimiz dalışla birlikte “9 Ada – İstanbul’un 9 Canı” projesine ilk adımı attık.

Şartlar çok kolay değildi. Akıntı, görüş mesafesi, rüzgâr… Ama SUFOD’un organizasyonu, MSM’nin Meltem hocamız liderliğinde yürüttüğü güvenli dalış planlaması ve ekibin deneyimi sayesinde, tüm dalışları sorunsuz ve keyifli şekilde tamamladık.

Fotoğrafçı dostlar için de ayrı bir parantez açmak lazım. Birbirinden tecrübeli her ismin imza attığı, projenin ruhunu oluşturan birbirinden güzel eserler, Eylül ayında Büyükada Taş Mektep’te açılacak bir sergiyle taçlanacak.

🔬 Mercanlara Dokunan Bilim

Neandros çevresindeki dalışlarımızda sadece doğal güzelliklerle değil, insan emeğinin bıraktığı umut verici izlerle de karşılaştık.

Dalış noktalarımızdan biri, Prof. Dr. Nur Eda Topçu ve ekibinin mercan ekimi yaptığı bölgeydi.
Duvara yerleştirilen fragmanların tutunmaya başladığını ve bölgenin yavaş yavaş renklendiğini gözlemledik. Bu gibi çalışmalar, su altı yaşamının ne kadar kırılgan ama aynı zamanda iyileştirilebilir olduğunu gösteriyor.
Su altını sadece belgelemekle kalmayıp, onarmaya çalışan bu ekibe saygı duymamak mümkün değil.

📜 Adanın Taşıdığı Kehanet

Bu projeye başladıktan sonra her ada benim için sadece dalış yapılacak bir nokta olmaktan çıktı. Neandros’a giderken de aklımda bu vardı. Biraz araştırınca, adanın geçmişiyle ilgili ilginç şeyler öğrendim.

Rivayete göre, Bizans İmparatoru II. Justinianos daha tahta çıkmadan, sürgündeyken Amasra yakınlarında bir keşişle — Cyros’la — karşılaşıyor. Keşiş ona bir gün imparator olacağını söylüyor. Kehanet gerçekleşiyor. Justinianos tahta çıkınca Cyros’u İstanbul Patriği yapıyor. Sonrasında bu olayın anısına Neandros Adası’na bir manastır yaptırıldığı söyleniyor.

Ayrıca adanın tarihte taş ocağı olarak kullanıldığı, istanbulu çevreleyen surlarda bu adadan çıkan taşların kullanıldığı öğrendiklerim arasında.

Sevgili dostum, değerli abim Mehmet Çelik’in hazırladığı, dalış günümüzü çok güzel özetleyen şahane video klibi de ekliyorum.

Uzun zamandır birlikte dalmadığım arkadaşlarla yeniden aynı suya inmek ise bu sürecin en keyifli yanlarından biriydi. Umarım bu proje sayesinde daha sık bir araya geliriz.

Ve yolun çok başında olsak da şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim:

İstanbul’un altındaki hikâyeleri birlikte keşfetmeye devam edeceğiz. 💙

Yorum yaz