Skip to main content

Serdar Avcı

Karamürsel’de Su Altı Görüntüleme Yarışması: Bir Hayalimin Gerçek Olması

By Kategorilendirilmemiş No Comments

Yıllardır farklı şehirlerde su altı görüntüleme yarışmalarına katıldım, o atmosferi yaşadım. Ama hep içimde bir dilek vardı: “Bir gün bu heyecan Karamürsel’de de yaşansın.” Geçtiğimiz hafta sonu bu hayal gerçeğe dönüştü. Dalışa merhaba dediğim KARSAD’da, aşkla bağlı olduğum Karamürsel’de böylesine anlamlı bir organizasyonun yapılması beni hem heyecanlandırdı hem de gururlandırdı. Üstelik bu vesileyle birçok kıymetli dostumu, hocamı ve arkadaşımı yeniden görme, Karamürsel’imizde ağırlama şansı yakaladım.

Hazırlık Süreci
Mart – Nisan aylarında ilk adımı attım; KARSAD ve İMBAT ekibini bir telekonferansta ilk kez bir araya getirdim. O görüşmenin ardından ihtiyaçları yavaş yavaş belirledik ve yarışma gününe kadar eksikleri hep birlikte tamamladık. Yıllardır farklı şehirlerde yaşadığım bu atmosferin, sonunda dalışa merhaba dediğim Karsad’da ve aşık olduğum Karamürsel’de gerçekleşecek olması benim için başlı başına heyecandı.

Yarışma Günü Atmosferi
Gelen yarışmacı dostlarımın gözlerindeki heyecan ve mutluluk, organizasyonun bütün yorgunluğunu unutturdu. Birçoğu ilk kez Marmara tecrübesi yaşamasına rağmen, su altından öyle karelerle çıktılar ki “bu sular size yabancı değil” dedirttiler.

Kişisel Bir Onur
Bu etkinliğin ön ayağında yer almak, benim için büyük bir gururdu. Umarım ileride daha birçok kurum benzer organizasyonlar yapar ve ben de elimden gelen desteği seve seve sunarım. Yarışma sırasında değerli hocam Bülent Şelli’nin elinden aldığım teşekkür plaketi, bu gururu taçlandıran çok özel bir andı. Kendisine ve eşi Esin Şelli ile birlikte bu anlamlı organizasyonu Karamürsel’de hayata geçiren İMBAT Su Altı Görüntüleme ekibine gönülden teşekkür ederim. 🌊

KARSAD’ın Gücü
Organizasyonu Başkan ablamız Reyhan Şirinoğlu ile birlikte yürütmek benim için ayrı bir keyifti. 🤝
Yıllardır birlikte dalış yaptığım KARSAD’lı dostlarımın “her zamanki gibi” hem bana hem birbirlerine hem de misafirlerimize verdikleri destek, bu yarışmanın kusursuz ve keyifli geçmesinde çok önemliydi. Hiç boşluk bırakmadılar; işin her detayını sahiplendiler. Üstelik içlerinden fotoğrafa merak saranları görmek de ayrıca sevindiriciydi

KARSAD’ın Gücü
Organizasyonu Başkan ablamız Reyhan Şirinoğlu ile birlikte yürütmek benim için ayrı bir keyifti. 🤝
Yıllardır birlikte dalış yaptığım KARSAD’lı dostlarımın “her zamanki gibi” hem bana hem birbirlerine hem de misafirlerimize verdikleri destek, bu yarışmanın kusursuz ve keyifli geçmesinde çok önemliydi. Hiç boşluk bırakmadılar; işin her detayını sahiplendiler. Üstelik içlerinden fotoğrafa merak saranları görmek de ayrıca sevindiriciydi

Yarışmacılara Tebrik
Dereceye giren ya da girmeyen, tüm yarışmacı arkadaşlarımı ve badilerini gönülden tebrik ediyorum. Onların azmi, cesareti ve ürettikleri kareler, Marmara’nın su altı zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Yarışmaya katılmadım ama su altında arkadaşlarımın harika anılar biriktirmesini izlemek en az yarışmak kadar keyifliydi. 😄
(Seneye düdük çalınca ön sırada yerimi ayırın dostlar, antrenmanlara şimdiden başlıyorum 😉)

Yeni Bir Heyecan: Altın Palet
Şimdi önümüzde, Federasyonumuzun düzenleyeceği Altın Palet Türkiye Şampiyonası var. Benim için bu organizasyon yalnızca bir yarışma değil; dostluk, samimiyet ve muhabbetin üzerine tatlı bir rekabetin eklendiği bir festival. Hayatımdaki yeri çok büyük, çok özel.

Bir çok keyifli organizasyonda görüşmek üzere! 🌊📸

İstanbul’un 9 Canından İlki: Neandros

By Kategorilendirilmemiş No Comments

Neandros’ta Başlayan Hikâye

“9 Ada – İstanbul’un 9 Canı” Projesinin İlk Dalışı

İstanbul’un silüetini denizden izleyenlerin gözünden kaçmayan, ama suyun altında ne sakladığını pek az kişinin bildiği adalar vardır. Onlardan biri, Prens Adaları’nın güneyinde, küçük ama anlamı büyük bir kara parçası: Tavşan Adası, diğer adıyla Neandros.

Neandros adası çevresinde gerçekleştirdiğimiz dalışla birlikte “9 Ada – İstanbul’un 9 Canı” projesine ilk adımı attık.

Şartlar çok kolay değildi. Akıntı, görüş mesafesi, rüzgâr… Ama SUFOD’un organizasyonu, MSM’nin Meltem hocamız liderliğinde yürüttüğü güvenli dalış planlaması ve ekibin deneyimi sayesinde, tüm dalışları sorunsuz ve keyifli şekilde tamamladık.

Fotoğrafçı dostlar için de ayrı bir parantez açmak lazım. Birbirinden tecrübeli her ismin imza attığı, projenin ruhunu oluşturan birbirinden güzel eserler, Eylül ayında Büyükada Taş Mektep’te açılacak bir sergiyle taçlanacak.

🔬 Mercanlara Dokunan Bilim

Neandros çevresindeki dalışlarımızda sadece doğal güzelliklerle değil, insan emeğinin bıraktığı umut verici izlerle de karşılaştık.

Dalış noktalarımızdan biri, Prof. Dr. Nur Eda Topçu ve ekibinin mercan ekimi yaptığı bölgeydi.
Duvara yerleştirilen fragmanların tutunmaya başladığını ve bölgenin yavaş yavaş renklendiğini gözlemledik. Bu gibi çalışmalar, su altı yaşamının ne kadar kırılgan ama aynı zamanda iyileştirilebilir olduğunu gösteriyor.
Su altını sadece belgelemekle kalmayıp, onarmaya çalışan bu ekibe saygı duymamak mümkün değil.

📜 Adanın Taşıdığı Kehanet

Bu projeye başladıktan sonra her ada benim için sadece dalış yapılacak bir nokta olmaktan çıktı. Neandros’a giderken de aklımda bu vardı. Biraz araştırınca, adanın geçmişiyle ilgili ilginç şeyler öğrendim.

Rivayete göre, Bizans İmparatoru II. Justinianos daha tahta çıkmadan, sürgündeyken Amasra yakınlarında bir keşişle — Cyros’la — karşılaşıyor. Keşiş ona bir gün imparator olacağını söylüyor. Kehanet gerçekleşiyor. Justinianos tahta çıkınca Cyros’u İstanbul Patriği yapıyor. Sonrasında bu olayın anısına Neandros Adası’na bir manastır yaptırıldığı söyleniyor.

Ayrıca adanın tarihte taş ocağı olarak kullanıldığı, istanbulu çevreleyen surlarda bu adadan çıkan taşların kullanıldığı öğrendiklerim arasında.

Sevgili dostum, değerli abim Mehmet Çelik’in hazırladığı, dalış günümüzü çok güzel özetleyen şahane video klibi de ekliyorum.

Uzun zamandır birlikte dalmadığım arkadaşlarla yeniden aynı suya inmek ise bu sürecin en keyifli yanlarından biriydi. Umarım bu proje sayesinde daha sık bir araya geliriz.

Ve yolun çok başında olsak da şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim:

İstanbul’un altındaki hikâyeleri birlikte keşfetmeye devam edeceğiz. 💙

📸 Uluslararası Bir Platformda Karelerimin Değerini Tartmak: 35AWARDS 2024

By Kategorilendirilmemiş No Comments

Her fotoğraf, sessizce bir hikâye anlatır. 35AWARDS 2024’te bu hikâyelerden bazılarına kulak verilmesi, suyun altında başlayan sessiz bir hayalin dünyaya sesini duyurması gibiydi.

Bu yıl, uluslararası prestije sahip 35AWARDS fotoğraf yarışmasına 22 kareyle katıldım. Bunlardan 6’sı, üç aşamalı değerlendirme sürecinin sonuna, yani üçüncü aşamaya kadar ilerledi. Dünya genelinde 112.771 kişinin gönderdiği toplam 473.100 fotoğraf arasından sadece 2.925 kişi bu üçüncü aşamaya kalmaya hak kazandı. Bu listeye adımı yazdırmak, yıllardır üzerine çalıştığım alanlarda ne kadar ilerlediğimi görmek açısından büyük bir adımdı.

📌 Öne çıkan iki kategori oldu:

  • Makro Fotoğrafçılık alanında, 14.291 fotoğraf arasından ilk %5’lik dilime girmeyi başardım.

  • Su Altı Fotoğrafçılığı kategorisinde ise, 1.734 fotoğraf arasında en iyi 35 fotoğrafçıdan biri olarak sıralandım.

🌍 Ve tüm bu başarıların yanında beni ayrıca gururlandıran bir gelişme daha var:

📖 Fotoğraflarımdan biri, 35AWARDS 2024 Resmi Kataloğu’na seçildi.
Bu katalog, yılın en dikkat çekici karelerini içeren özel bir seçki ve dünya genelindeki görsel sanat çevreleri için önemli bir referans kaynağı. Kendi üretimimin bu seçkide yer bulması, sessiz ama derin bir alkış gibi…


📷 Bu tür yarışmalarda yer almak yalnızca teknik bir başarı değil. Aynı zamanda doğayla bağ kurmak, sabırla beklemek, ışığın, suyun, yaşamın ritmini yakalayabilmek anlamına geliyor. Her kare, bir hikâye anlatıyor. Ve bu hikâyelerin dünya genelindeki fotoğraf severlerle buluşması, bu yolculuğun en güzel tarafı.

Her zaman olduğu gibi, bu başarıyı sadece bir sonuç değil, yeni bir başlangıcın işareti olarak görüyorum. Su altının gizemli derinliklerinden makro dünyanın büyüleyici detaylarına kadar uzanan bu yolculukta, daha anlatacak çok hikâye var.

Teşekkürler 35AWARDS, teşekkürler doğa…

Anemon Cup 2025: Jüri Özel Ödülü ve Diğer Derecelerim

By Kategorilendirilmemiş No Comments

Bu yıl, ülkemizin dört bir yanından çok değerli fotoğrafçıların katıldığı ve her biri sualtı görüntüleme alanında saygın çalışmalara imza atmış, alanının önde gelen isimlerinden oluşan güçlü bir jüri heyetinin değerlendirmeleriyle şekillenen bu yarışmada yer almak benim için başlı başına bir heyecandı.

Sualtı dünyasına olan tutkum, sabırla kurduğum kompozisyonlar ve hayal gücümle şekillenen çalışmalarımın, böylesine bir platformda takdir görmesi ise heyecanıma mutluluk eklemiş oldu. Teknik donanım kadar estetik sezginin ve özgün yaklaşımın öne çıktığı bu yarışmada, çok önemli isimlerden oluşan jüri heyeti tarafından Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmek, bugüne dek attığım her adımın anlam kazandığını hissettirdi.

📸 Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen bu fotoğrafım için jürinin yorumu:
“Bu kare, sadece bir fotoğraf değil… Işığın, detayın ve hayal gücünün sualtında buluştuğu an… Anemon Cup 2025’te jürinin oybirliğiyle en beğendiği fotoğraf bu büyüleyici çalışma oldu. Serdar Avcı, teknik ustalığı, yaratıcı kompozisyonu ve estetik algısıyla Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.”

Ayrıca yarışmada aldığım kategori derecelerim ise şöyle:

🏆 Yaratıcılık – 1.lik
🥈 Modelli Geniş Açı – 2.lik
🥉 Makro – 3.lük
🥉 Balık – 3.lük
🎖️ Geniş Açı – 5.lik

Fotoğrafların Kısa Hikâyeleri

🔹 Yaratıcılık Kategorisi (1.lik & Jüri Özel Ödülü)
Bu fotoğrafı dalış eşim Arif Perçin ile 2024 Altın Palet’te Kaş’ta çekmiştik. Gerçekten bir sabır hikâyesi… Onlarca deneme sonrası hayalini kurduğum kareyi elde ettik.

🔹 Modelli Geniş Açı & Geniş Açı
Önceden kurgulayıp Ender Yılmaz ile Karamürsel’deki İnönü Batığı’nda çalıştığımız kareler. Tam hayalimizdeki gibi olmasa da üzerinde çalışmaya devam edeceğiz.

🔹 Makro
Bu kare, Mehmet Bülent Şelli hocam ile bir workshop sırasında kadrajıma girdi. Hocamın yönlendirmeleri sayesinde bu kareyi kaydetmiş oldum.

🔹 Balık
O dönemin Belediye Başkanı, kıymetli abim İsmail Yıldırım ile yaptığımız bir dalışta karşılaştığım, hem meraklı hem utangaç bir horozbina… Hem anı hem kare olarak unutulmaz oldu.

Marmara’nın Derinliklerinde Bir Nefeslik Yerim Oldu

By Haberler No Comments

Geçtiğimiz günlerde katıldığım bir gala, hayatım boyunca unutamayacağım deneyimlerden biri oldu. “Marmara’nın Nefesi” isimli bu belgesel, hem içeriğiyle hem de arkasındaki güçlü isimlerle gönlümde ayrı bir yer edindi.

Yönetmen koltuğunda çok değerli Sibel Göloğlu hocamın oturduğu, usta gazeteci ve belgeselci Çoşkun Aral ile eşi Müge Aral’ın öncülüğünde şekillenen bu proje, Marmara Denizi’nin kırılgan ve gizemli su altı yaşamına dikkat çekiyor. Çekimler Büyükada’dan Erdek’e, Yassıada’dan Avşa açıklarına kadar Marmara’nın farklı köşelerinde gerçekleştirildi. Bu su altı yolculuğu, sadece teknik anlamda değil, duygusal olarak da insanı içine çeken bir anlatıya sahip. Özellikle mercanların yaşam mücadelesi, sadece bilimsel bir gerçeklik değil, aynı zamanda kalbe dokunan bir hikâye.

26 Mayıs 2025’de ki özel gösterim beni bir izleyici olarak değil, bu nefesin bir parçası olmuş biri olarak orada bulunmanın gururunu yaşattı. Küçücük de olsa bir katkımın olması, bir kareye dahi dokunmuş olmak, yıllardır tutkuyla bağlı olduğum su altı dünyasında bir iz bırakmak… İnanın hepsi birden fazla anlam taşıyor benim için.

Bu projede emeği geçen herkese ve özellikle bana bu deneyimi yaşatan SUFOD’a yürekten teşekkür ediyorum. Marmara nefes almaya devam etsin diye biz de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

Sualtının Sabırlı Sakinleri : Tüplü Kurtlar İle Hatıralarımız ve Onları Görüntülemenin Sırları

By Blog One Comment

Sualtı dünyasının en ilginç sakinlerinden biri olan tüplü kurtlar (Polychaeta), fark edilmeleri zor ama ekosistem için büyük önem taşıyan canlılardan. Kayalık alanlarda, mercan resiflerinde ya da deniz tabanında inşa ettikleri boru şeklindeki yuvalarında yaşarlar. Ancak en ufak bir hareketi algıladıklarında yıldırım hızında tüplerine çekilmeleri, onları sualtı fotoğrafçılığı açısından hem zorlayıcı hem de heyecan verici bir konu haline getirir.

Tüplü Kurtların Dünyasına Yolculuk

Tüplü kurtlar, halkalı solucanlar (Annelida) grubuna ait deniz canlılarıdır. Kimi türleri kumun içinde yaşarken, bazıları sert yüzeylere tutunarak tüpler oluşturur. Bu tüpler genellikle kalkerli ya da mukus bazlıdır ve kurda hem koruma sağlar hem de avlanma kolaylığı sunar.

Beslenme şekilleri de farklılık gösterir. Süspansiyon besleyiciler suyun içindeki planktonları ve organik partikülleri toplarken, bazı türler detritusla beslenerek ekosistemin temizlenmesine katkıda bulunur. Onları özel kılan bir diğer detay ise göz alıcı renkleri ve zarif dokunaçlarıyla sualtında adeta küçük bir sanat eseri gibi görünmeleridir.

Sualtı Fotoğrafçılığı Açısından Tüplü Kurtlar

Tüplü kurtları fotoğraflamak, sualtı makro fotoğrafçılığı açısından büyük bir sabır gerektirir. Çünkü bu canlılar, en ufak bir hareketi algıladıklarında anında tüplerinin içine çekilirler. Onları en iyi şekilde görüntüleyebilmek için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var:

  • Yavaş ve Kontrollü Hareket Edin: Ani hareketler, tüplü kurtların yıldırım hızında kaybolmasına neden olur. Sabit kalmak ve en az hareketle yaklaşmak en iyi taktiktir.
  • Düşük Işık Kullanımı: Fazla parlak ışık, onları rahatsız edebilir. Flaş açısını iyi ayarlayarak daha doğal bir aydınlatma sağlayabilirsiniz.
  • Önceden Odaklanın: Manuel netleme kullanarak tüplü kurdun çıkmasını beklediğiniz noktaya önceden odaklanmak işinizi kolaylaştırır.
  • Sabır ve Gözlem: Tüplü kurtlar genellikle birkaç saniye içinde tekrar ortaya çıkarlar, ancak bazıları çok daha inatçı olabilir. Uzun bekleyişlere hazır olmak gerekir.

📍 2023 Ayvalık Altın Palet’te Sabırla Gelen Kare

Bu tüplü kurdun fotoğrafını çekmek için gerçekten büyük bir sabır gösterdik. Yarışma formatında sadece 4 dalış hakkımız vardı ve biz neredeyse birini bu kare için harcadık. Yazının tamamında bahsettiğimiz hassasiyet ve dikkat gerekliliğini iliklerimize kadar hissettiğimiz anlardan biriydi. Ama o an geldi, deklanşöre bastım ve ekranda 0.3 saniyeliğine beliren kareyi gördüğümde yaşadığım his gerçekten tarifsizdi. İşte sualtı fotoğrafçılığı tam da bu yüzden tutkuyla yapılan bir sanat.

📍 Marmara’nın Derinliklerinde Bir Karşılaşma

Tüplü kurt çekmek zor ya hani, Marmara’dakileri çekmek için bunu beşle çarpın! Hem en ufak bir harekette tüplerine saklanıyorlar hem de çok uzun süre dışarı çıkmıyorlar. 27 metre derinlikte, Karamürsel açıklarında yatan yolcu vapurunun üzerinde karşılaştığımız bu tüplü kurt da sabrımızı zorlayanlardan biriydi. Dalışın sonlarındaydık, yani vaktimiz çok kısıtlıydı. Hem en iyi kareyi almak hem de dalış kurallarına uymak ciddi bir zihinsel mücadele gerektiriyordu.

Badim Arif Perçin ile birlikte limitleri zorlayarak en iyi kareyi yakalama çabamız, heyecanımızı daha da artırdı. Neyse ki tüplü kurtun sabrını bizim sabrımız yendi! Sonunda istediğimiz kareleri almış ve kuralları çiğnemeden dalışımızı tamamlamıştık. Su yüzeyine döndüğümüzde, içimizde hem büyük bir tatmin hem de tüpte kalandan daha fazla bizim havamız vardı. 😊


Ekosistemdeki Rolü ve İnsan Etkisi

Tüplü kurtlar, deniz ekosisteminde kritik roller oynayan canlılardır. Suyun filtrelenmesine katkıda bulunur, tortuları temizler ve birçok deniz canlısı için besin kaynağı oluştururlar. Ancak insan faaliyetleri, özellikle kıyı gelişimi, kirlilik ve iklim değişikliği, onların yaşam alanlarını tehdit ediyor.

Sualtı fotoğrafçılığı yaparken sadece görüntü almak değil, aynı zamanda bu hassas ekosistemleri korumanın önemini vurgulamak gerekiyor. Biyoçeşitliliğe duyarlı bir yaklaşım benimsemek, tüplü kurtlar ve diğer deniz canlılarının gelecek nesiller için korunmasına katkıda bulunur.

 

Sonuç: Sabır, Doğa ve Fotoğrafçılık

Tüplü kurtlar, sualtında sabırla bekleyenler için büyük bir ödül. Onları görüntülemek, sadece güzel bir kare yakalamaktan çok daha fazlası; gözlem yeteneğini geliştiren, doğaya olan saygıyı artıran bir deneyim. Sabırla beklediğinizde ve doğru anı yakaladığınızda, suyun altında bir sanat eserine dönüşen bu zarif canlıları ölümsüzleştirebilirsiniz. Ve en güzeli, deklanşöre bastığınızda hissettiğiniz o tarifsiz mutluluk, tüm çabanıza değdiğini size kanıtlar.

Online Sualtı Fotoğraf Yarışmasında Ayışığı Dalış Merkezi’nden İkincilik Ödülü

By Haberler, Yarışmalar One Comment

Sualtı fotoğrafçılığı, anların kıymetini bilmek ve o anı en iyi şekilde ölümsüzleştirmek üzerine kurulu bir sanat. Bu yıl, Ayışığı Dalış Merkezi tarafından düzenlenen 2025 Online Sualtı Fotoğraf Yarışması’na, son iki yılda çektiğim üç özel kare ile katıldım. Her biri benim için ayrı bir hikâye taşıyan bu fotoğrafların, jüri tarafından değerlendirilerek bana ikincilik ödülünü kazandırması, gerçekten gurur verici bir an oldu.

Bu yarışma, sadece benim için değil, su altı fotoğrafçılığının gelişimi adına da oldukça önemli bir etkinlikti. Yarışma, hem amatör hem de profesyonel fotoğrafçılar için büyük bir fırsat sunuyor. Yarışma sayesinde bu alandaki yenilikleri keşfetmek ve farklı bakış açılarıyla tanışmak mümkün oluyor. Bu tür organizasyonlar, su altı fotoğrafçılığının daha geniş kitlelere ulaşmasını ve gelişmesini sağlıyor.

Yarışma vesilesiyle Ayışığı Dalış Merkezi’ni ziyaret etme fırsatım oldu. Dalış camiasının önemli isimlerinden Cumhur Marşan hocam ve değerli arkadaşım Gül Demirci hocam ile bir araya gelerek dalış ve su altı fotoğrafçılığının gelişimi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bu sohbet, bilgi paylaşımının ve deneyim aktarımının dalış dünyasında ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlamış olduk.

Ödül olarak, ikincilik kazanmam nedeniyle bana hediye edilen Hydra marka dalış elbisesini detaylıca inceledim. Ayışığı Dalış Merkezi tarafından üretilen bu yerli üretim elbise, esnekliği, sağlamlığı ve şık tasarımıyla oldukça etkileyiciydi. Yerli üretimin bu denli başarılı olması, dalış camiası adına sevindirici bir gelişme. Ancak ödül kazanan her arkadaşımı ve yarışmaya katılan tüm yarışmacıları da tebrik ediyorum. Her birinin katkısı, su altı fotoğrafçılığının daha da gelişmesine katkı sağlıyor.

Bu süreçte emeği geçen herkese, jüri üyelerine ve yarışmayı düzenleyen Ayışığı Dalış Merkezi’ne teşekkür ederim. Ayrıca yarışma jürisi olan Çoşkun Aral, Saygun Dura, Engin Aygün, Aziz Saltık ve Adnan Sokol’a da değerlendirmeleri için minnettarlığımı sunarım. Su altı dünyasını keşfetmeye, yeni hikâyeler biriktirmeye ve her geçen gün daha çok şey öğrenmeye devam!

SUFOD II. Kısa Film yarışmasında “Denizlerin Gizli Bahçeleri” ile Birincilik

By Haberler, Yarışmalar One Comment

SUFOD II. Kısa Film yarışmasında “Denizlerin Gizli Bahçeleri” ile Birincilik

SUFOD’un düzenlediği 2. Deniz Çayırları Konulu Kısa Film ve Fotoğraf Yarışması ödül töreni, Bluedesk’in sponsorluğunda gerçekleştirildi. Yarışmada, kısa film kategorisinde “Denizlerin Gizli Bahçeleri” isimli eserimle birincilik, fotoğraf kategorisinde ise “Tutunuş” isimli fotoğrafım ile mansiyon ödülü kazandım. İstanbul’da etkisini gösteren kar yağışı ve yoğun trafiğe rağmen deniz ve su altı tutkunları törene büyük ilgi gösterdi. Programda, deniz ekosistemleri üzerine yaptığı etkileyici sunumuyla Prof. Dr. Mustafa Sarı da yer aldı. Ödülümü kendisinin elinden almak benim için büyük bir onur oldu. SUFOD Yönetim Kurulu Başkanı Ateş Evirgen ve ekibi başta olmak üzere, jüri üyelerine, sponsorumuz Bluedesk’e ve yarışmaya katılan tüm dostlara teşekkür ediyorum.

Kar, Kış, Deniz Çayırları! ❄️

Tören gecesi İstanbul adeta iki farklı dünya gibiydi. Dışarıda tipiye dönüşen yoğun kar yağışı, içeride ise denizlerin maviliğinde geçen bir ödül töreni… Trafik nedeniyle yavaş ilerleyen yolculuğumuz, dalıştan dönerken su yüzüne çıkmayı beklediğimiz anlara benziyordu! Ama ne kar ne trafik deniz sevdalılarını durduramazdı.

Gecenin en özel anlarından biri, ödülümü Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın elinden almak oldu. Kendisi, sunumunda deniz ekosistemlerinin hassas dengesine dikkat çekerek hepimizi bir kez daha düşünmeye sevk etti. O anlatırken, deniz çayırlarının içinde saklanan sayısız canlının hikayesi gözümde canlanıyordu.

Birlikte Daha Güçlüyüz!

Bu organizasyona emek veren SUFOD Yönetim Kurulu Başkanı Ateş Evirgen ve ekibine, değerli jüri üyelerine, sponsorumuz Bluedesk’e, yarışmaya katılan ve derece elde eden tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hepimiz, su altının büyüleyici dünyasını anlatmaya, denizlerimizi korumaya ve farkındalık yaratmaya gönül vermiş insanlarız. SUFOD seni çağırıyor ve biz de bu çağrıya kulak vermeye, denizlerimizi korumaya devam ediyoruz!

Bazen bir kare fotoğraf, bazen bir saniyelik görüntü, bazen de doğanın bize sunduğu sert hava koşulları… Hepsi aslında aynı mesajı veriyor: Denizlerimiz kıymetli, korumaya değer!

“TUTUNUŞ”

Bluedesk ve SUFOD IV. Ulusal Sualtı Fotoğraf Yarışması Mansiyon Ödülü

Mavi Dünyanın Gözden Kaçan Canlılarını Keşfetmek : Tunikatlar

By Blog No Comments

Yıllardır gerçekleştirdiğim dalışlarda sayısız tunikat gördüm, ancak onlara hiç yakından bakma gereği duymadım. Varlıklarını biliyordum ama ilgimi çekmemişlerdi. Ta ki 2024 yılında Kaş’ta düzenlenen Altın Palet Türkiye Su Altı Görüntüleme Şampiyonası’na kadar…

Bu yılın yarışma özel konusu tunikatlar olunca, onları daha yakından incelemeye başladım. Araştırdıkça dünya üzerindeki en eski omurgalı türlerinden biri olduklarını öğrendim. Onlara ışık altında baktığımda ise adeta büyülendim. Parıltılı yüzeyleri, farklı formları ve fotoğrafik güzellikleriyle su altının saklı hazinelerinden biri olduklarını fark ettim.

Bu keşif, yarışmaların yalnızca bir rekabet ortamı sunmakla kalmayıp aynı zamanda yeni perspektifler kazandırdığının da güzel bir örneği oldu.

Tunikatlar (Urochordata veya Tunicata), denizlerde yaşayan omurgalıların en ilkel akrabalarından biridir. Tulumlular olarak da bilinen bu canlılar, adlarını vücutlarını kaplayan selülozik yapıdaki tunika tabakasından alır.

🔹 Eski Omurgalı Akrabalarımız: Tunikatlar, larva aşamasında omurgalılarla benzerlik gösterir ve bir notokorda (ilkel omurga) taşırlar. Ancak yetişkinlik dönemlerinde bu yapı kaybolur ve sabit bir yaşama geçerler.

🔹 Benzersiz Filtreleme Sistemi: Su içindeki planktonları ve organik partikülleri filtreleyerek beslenirler. Ekosistemdeki suyun temizlenmesinde önemli bir rol oynarlar.

🔹 Farklı Yaşam Şekilleri: Tek başlarına yaşayabilen türleri olduğu gibi, koloniler halinde bulunan ve büyük resifler oluşturan türleri de vardır.

🔹 Renkli ve Fotojenik: Bazı tunikat türleri şeffaf veya yarı saydamken, bazıları oldukça parlak renklere sahiptir. Özellikle ışık altında parlayan yüzeyleri su altı fotoğrafçılığı için harika kareler sunar.

🔹 Deniz Biyolojisindeki Önemi: Genetik araştırmalarda, tunikatların omurgalı evrimi hakkında önemli bilgiler sağladığı bilinmektedir. Hatta bazı bilim insanları, insana en yakın omurgasız canlılar arasında olduklarını düşünüyor.

Tunikatlar hakkındaki keşfim, sadece bir fotoğraf yarışmasında derece elde etmekten çok daha fazlasını bana öğretti. Bu tür yarışmalar, bize yeni perspektifler kazandırmanın yanı sıra deniz yaşamının ne kadar zengin olduğunu da hatırlatıyor. Su altı dünyası, hala keşfedilmemiş ve çok değerli biyolojik çeşitlilikleri barındırıyor. Tunikatlar gibi küçük ama önemli canlılar, deniz ekosisteminin temel taşlarıdır. Onların varlığı, okyanuslarımızın sağlığını korumak ve biyolojik çeşitliliği sürdürmek adına ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor.

Deniz yaşamına dair bu tür ince keşifler, aynı zamanda çevremizi koruma sorumluluğumuzu da hatırlatıyor. Bu yarışmalara katılmak, sadece fotoğraf çeken bir göz olmaktan çıkıp, deniz altındaki yaşamın koruyucusu olma yolunda atılacak önemli bir adım olabilir. Tunikatlar gibi gizli kahramanlar, su altı dünyasında ne kadar önemli bir yer tutsa da, çoğu zaman gözden kaçıyorlar. Bizim gibi dalgıçlar ve fotoğrafçılar için ise her birinin görünür olması, doğanın sunduğu güzellikleri daha da anlamlı kılıyor.

Adana’da Su Altı Hikâyelerine Bir Fotoğraf da Benden

By Haberler No Comments

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı organizasyonuyla düzenlenen Adana Kültür Yolu Festivali kapsamında, Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) üyesi Su Altı Fotoğrafçıları ve Filmcileri Derneği (SUFOD) tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin Su Altı Güzellikleri” sergisinde benim de bir fotoğrafım yer aldı.

13-21 Nisan 2024 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşan bu sergide, Türkiye’nin su altındaki büyüleyici dünyasından kareler paylaşıldı. Bu özel sergide bir fotoğrafımla yer almak benim için gurur verici bir deneyimdi.

Emeği geçen tüm organizasyon ekibine, SUFOD’a ve TFSF yönetim kuruluna teşekkür ederim.